Herhangi bir yaşam alanında yapı inşa etmek, sıradan bir faaliyet değildir.
Bu etkinliği sıradışı yapan şey, zamanın derin yaşanmışlığı içinde oluşagelen toplumsal hafızaya ve uygarlık esprisine ne kattığımız,
bu değerleri zamanın ruhundan süzerek ne kadar içselleştirdiğimizdir.
Toplumsal dokusu ve mimari özellikleri ile tarihi ve doğayı birlikte teneffüs edebildiğimiz şirin bir İstanbul semti olan Yeşilköy’de,
çarşının en gözde parselinde proje geliştirmek fırsatına sahip olduğumuzda, aslında ne yapacağımızı biliyorduk.Nasıl yapacağımıza karar verebilmek için ise çokça çalışmamız gerekti. Dadyan Ailesi ve onların etkileyici hikayesi ile bu süreçte tanıştık.Dadyan Ailesi’nin 1500’lü yıllarda Sivas’tan Erzincan’a göçle başlayan macerası, 1600’lerde İstanbul’a taşınır. Ticari faaliyetleriyle öne çıkan aile özellikle barut üretimi konusundaki becerisiyle yönetimin iltifatına mazhar olur. Dadyanların kullandığı teknoloji Avrupa’nın çok ilerisindedir. Ataköy’de şimdi sanat galerisi olarak kullanılan Baruthane binası, ailenin üretim merkezidir. Sonraki yıllarda ailenin birçok üyesi devlet yönetiminde önemli görevler üstlenir. Hemen hatırlanması gerekenlerden Artin Dadyan, padişah Abdülhamit’in 25 yıl boyunca dışişleri bakanlığını yürütmüştür. Padişah Abdülaziz ise, gösterdikleri yararlılıklar nedeni ile Ataköy’den Florya’ya kadar olan bütün araziyi Dadyan Ailesi’ne bağışlamış ve ailenin
hiçbir ferdinden vergi alınmaması için özel ferman çıkarmıştır.Yeşilköy çarşısının çehresini etkileyecek bir parselde proje geliştirirken, Yeşilköy’ün ilham verici mimari ve estetik doğasının yanısıra, Dadyan Ailesi ile tanışmamıza vesile olan sosyolojik tarihinden de esin aldık. Yeşilköy’ün de içinde bulunduğu geniş arazilere uzun yıllar sahiplik yapmış olan Dadyan Ailesi’nin Yeşilköy’le özdeşleşen hikayesinin çarpıcı yanlarından biri de, bizim mimarimize eşlik edeceğini umduğumuz, geleneksel birikimi yenilikçi bir ruhla yorumlayarak oluşturdukları fark ve bu farklılığın getirdiği fiziki ve manevi artı değerdir.Her şeyin, herkesin bir hikayesi vardır. Her şehrin ve şehirdeki her sokağın, her mahallenin ve hatta her yapının olduğu gibi. Yapı inşa faaliyetine kimlik ve kişilik kazandırma mesleği olarak da ifade edebileceğimiz mimarlık, bazen yeniyi kurgularken farklı sosyal disiplinlerin imkanlarını yaratıcı bir şekilde kullanarak şahsiyet ve estetik kazandırdığı mahallerin ve yapıların hem kaderine hükmeder, hem de bir hikaye içine yerleştirerek onları tarihe mal eder. Ama bazen, hikaye zaten vardır ve oradadır. Mimarın tek yapması gereken, tasarladığı yapıyı da yanına alarak o hikayenin içine usulca yerleşmektir; heybesinde gelecek zamanların umudu, matarasında geçmiş zaman efsanelerinin bereketi…
Günün ve güneşin getirecekleri ile işimiz var elbet. Ancak Yeşilköy’ün 200-250 yıllık tarihine ve bu tarih içinde şekillenmiş hikayeye ilgisiz kalamazdık.
Dadyan Center, ismi ve hikayesi ile böyle buluştu…